2 Aralık 2012 Pazar

Angela'nın Külleri/Frank McCourt


Çok beğenerek okuduğum ve uzun süre etkisinden kurtulamadığım bir otobiyografik roman. Çok şeyi anlayabildiğimizi zannedersek de, aslında yaşamadığımız hiçbir şeyi anlayamıyoruz. Sefaleti, yoksulluğu biraz olsun hissedebilmek için bu kitabı okumalıyız.
Açlığın nasıl bir duygu olduğu, ancak bu denli güzel yansıtılabilir satırlara. Gazete kâğıdına bulaşmış yiyecek artıklarının ve yağ bulaşığının aç bir insanı ne kadar cezbettiği de, kitabın bende bıraktığı derin izlerin başında geliyor.
Yaşamdaki her şey, bir çocuğun penceresinden farklı görünür. Angela'nın Külleri'ni de ayrıcalıklı kılan, Frank McCourt'in gördüklerini, sefaletin izini bir çocuğun, kendi çocukluğunun gözlerinden böylesine gerçekçi anlatmasıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder