4 Kasım 2012 Pazar

Simyacı/Paulo Coelho



     Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan okudum. Ne uzatılmış betimlemelere, ne de soyut kavramlara yer verilmiş. En başından itibaren hareketli başlayıp, aynı hızda da canlılığını korumuş.

    Evrenin bir dili olduğunu ve bize bazı işaretler sunduğunu anlatmış. Biraz daha anı yaşayarak, endişelerden arınarak, yüreğinin sesini dinleyerek çok şeyin cevabını bulabileceğimizden bahsetmiş. En önemlisi de bu dili, doğarken hepimizin bildiği, ancak zamanda unuttuğumuz gerçeğine yer vermiş. İşte bu romanda hepimiz içimizdeki sesi duyup, içerden gelen sesin ve evrenin dilinin manasını bulacağız.
Her şeyden öte, felsefi bir yönü olan bu kitabı ikinci kez okudum, ihtiyacım olduğunu düşündüğüm bir anda ve yeni kazançlar elde etmek için.
Biraz da kitabın kendi satırları konuşsun:
''Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, evrenin ruhunda bu istek oluşur. Bu, senin yeryüzündeki özel görevindir.''

''Gözler ruhun gücünü gösterirler.''
''Dünya, Tanrı'nın yalnızca görünen parçasıdır.''
''Bir kere olan bir daha asla tekrarlanmaz. Ama ve lâkin iki kere olan, mutlaka üçüncü defa da olacaktır.''

0 yorum:

Yorum Gönder