Aynaya bakınca
bambaşka bir ben görme sevdası, beni de içine hapsediyor. Bu başkalığı
oluşturmada ilk adım, saç rengini
değiştirmekten başlıyor. Gölge, röfle, balyaj... Ne zaman içerisine girdim,
fark edemedim. Hadi dip boyası, yok bu sefer daha açığı... Sürüp gidiyor.
Bunu biraz uzattığımızda saçlarımızda
ciddi bir yıpranma gözlüyoruz. Orijinal
rengini özlüyoruz. Artık biraz daha doğala dönmek adına neler yapılabilir,
bunun araştırmasına giriştim bir süredir. Papatya
ile gayet doğal ve yansımalı saçlara
sahip olunabildiğini deneyimledim.
Kaynamış olan bir bardak suya bir tutam
kuru papatya atarak, bir süre daha kaynatmaya devam ediyoruz(ağzı kapalı
olarak). Bu karışımı birkaç saat demlendirdikten sonra süzerek şampuanımıza
ekliyoruz. Her kullanımdan önce şampuanımızı çalkalayarak döküyoruz ve biraz
beklettikten sonra saçlarımızı duruluyoruz. Böylelikle saçlarımız sürekli
papatya özlü bir karışımla yıkandığından, saç rengini zamanla açarak daha
parlak ve sarı yansımalı saçlara
sahip olabiliyoruz.
Ben, şampuanıma mutlaka tarif ettiğim papatya suyunu ekliyorum ve bunu
düzenli kullanıyorum. Saçlarım hem çok parlıyor, hem de besleniyor. Doğal sarı yansımalarım çok hoşuma gidiyor.
Bir de zahmetsizce hazırladığımız
karışımla kendi boyamızı kendimiz elde edebiliyoruz.
Bunun için de, bir tutam papatya, bir tutam sarı kantaron ve
bir miktar limon kabuğunu bir kavanoza atıp, üzerini geçecek kadar ayçiçek yağı
koyarak benmari usulü 40 dk kısık ateşte kaynatıyoruz(ağzı kapalı olarak), bir
gece bekletip süzüyoruz.
İşte bu sapsarı karışım da bizim doğal saç boyamız oluyor. Haftada bir
iki kere saçlarımıza sürüp, streç film sarıp, birkaç saat bekletiyoruz.
Son zamanlarda saçlarımı boyatmayı
bıraktım ve bu formülü uyguluyorum. Sonuçtan çok memnunum. Röfle görüntüsünde
oluyor, demem sanırım en yakın tasvir olacak.
Anlatmış olduğum ikinci tarifi ben Suna Dumankaya'dan öğrendim. Kendisine
çok teşekkür ediyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder