18 Kasım 2012 Pazar

Tırnak Bakımı


Zararlarını bilsek bile makyaj malzemelerinin cazibesinden alamıyoruz kendimizi. Özellikle beni en çok çeken oje, direkt ilgi alanıma giriyor. Gülkurusu, sedefli beyazlar, hiç vazgeçemediğim renkler arasında. Bunun yanında havasız kalan tırnaklarım ve asetonun verdiği zararlar içimi sızlatsa da, yine de vazgeçemiyorum bu sevimli renkli şeylerden.

Ojeden vazgeçemem diyor, ama tırnaklarımı desteklemek, bakımını yapmak adına yapabileceklerimizi merak ediyorsanız işte:

Asetonla ojelerimizi temizledikten sonra, mutlaka ellerimizi bol suyla yıkayarak mümkünse sabunla, tırnaklara masaj yaparak asetonun kalıntılarından kurtulmaya çalışmalıyız.

Sonrasında salatalarda kullandığımız limonun posasının üzerine biraz tuz dökerek, bu tuzlu limonla tırnaklarımızı ovalamalıyız. Biraz bekletip, öyle yıkayabiliriz.

more »

11 Kasım 2012 Pazar

Doğal Peeling



Güneşli havalar, bizi bir süreliğine terk etti. Ama bu bulutlu günleri de en güzel şekilde değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Kış günleri ile birlikte peeling için en uygun tarihler içerisine de girmiş bulunuyoruz. Peeling işlemi, cildimi çizme endişesi yüzünden beni hep korkutmuştur ve uzak durmuşumdur. Ama iyi ki denemişim; sonuçtan çok memnun kaldım, sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Eşit miktarlarda mısır unu ile kili karıştırıyoruz. Biraz el kremi, biraz da su ekleyerek krem kıvamına getiriyoruz. Bunu istediğimiz bölgeye sürüp, biraz kuruduktan sonra hafifçe ovarak çıkarıyoruz.

Ellerde ve yüzde harika sonuç veriyor. Hiçbir kremin veremediği yumuşaklığa sahip olduğumuz gibi, ölü derilerden de tamamen arınmış oluyoruz.

Ben ilk defa denedim; harika sonuç verdi. Cildim yumuşacık ve kadife gibi oldu. En önemlisi, aynaya her baktığımda cildimin yenilendiğini ve tazelendiğini görüyorum.
more »

4 Kasım 2012 Pazar

Simyacı/Paulo Coelho



     Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan okudum. Ne uzatılmış betimlemelere, ne de soyut kavramlara yer verilmiş. En başından itibaren hareketli başlayıp, aynı hızda da canlılığını korumuş.

    Evrenin bir dili olduğunu ve bize bazı işaretler sunduğunu anlatmış. Biraz daha anı yaşayarak, endişelerden arınarak, yüreğinin sesini dinleyerek çok şeyin cevabını bulabileceğimizden bahsetmiş. En önemlisi de bu dili, doğarken hepimizin bildiği, ancak zamanda unuttuğumuz gerçeğine yer vermiş. İşte bu romanda hepimiz içimizdeki sesi duyup, içerden gelen sesin ve evrenin dilinin manasını bulacağız.
Her şeyden öte, felsefi bir yönü olan bu kitabı ikinci kez okudum, ihtiyacım olduğunu düşündüğüm bir anda ve yeni kazançlar elde etmek için.
Biraz da kitabın kendi satırları konuşsun:
''Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, evrenin ruhunda bu istek oluşur. Bu, senin yeryüzündeki özel görevindir.''
more »