30 Temmuz 2012 Pazartesi

Bebe Şampuanı ile Yüz Yıkama


     Temizlenmiş bir cilt, güzelliğin hep ilk adımı olmuştur; çünkü mat bir cilt, ne kadar makyaj yaparsan yap, kendini gizleyemiyor.

     Sabah uyandığımda cildimi parlak ve canlı görmek, yüzümde direkt bir gülümsemeye neden oluyor. Onca arayışıma rağmen beni memnun edecek bir cilt temizleme ürünü bulamadım. Uzun süreli kullanımlarda, cildimdeki gözeneklerin büyümesine neden oluyordu. Bu durum da beni çok üzüyordu.

     Spreyli bir şişeye maden suyu ve biraz da bebe şampuanı ekleyerek, bu karışımı cildimin temizliğinde kullandım. Cildim çok parladı ve düzenli kullanım sonucunda gözeneklerimin tekrar eski haline geldiğini gördüm. Artık makyaj temizliğinde de, günlük cilt temizliğinde de sürekli hazır bulundurduğum bu karışımdan vazgeçmiyorum.

     Maden suyunun içerisindeki mineraller, cildimi besliyor, bebe şampuanı ise cildimi yıpratmadan arıtıyor.

29 Temmuz 2012 Pazar

Karanfille Saç Bakımı


     Bazı dönemlerde kahverengiye olan düşkünlüğüm artar. Özellikle saçlarda, parlak kahverengileri kimi tenlere çok yakıştırırım. Kendi saçlarımda bir kumrallık hâkim olduğu için, tonunun daha yumuşak bir tarçınlığa çalması hoşuma gidiyor.

     İşte bu dönemlerde saçlarımda karanfili kullanmayı hiç ihmal etmiyorum.

     Bir çay bardağı kadar sıcak suyun içerisine yaklaşık 10 tane kuru karanfil atıyoruz. Ağzını kapatıp demlemeye bırakıyoruz. Bu karışımı bir gün boyunca bekletip, daha sonra süzüyoruz. Zaten bu suyun siyaha kaçan bir renge dönüştüğünü görüyoruz. Bu karanfilli suyu da şampuanımıza katarak, her yıkamada karanfilin suya süzüldüğü o güzel rengin saçlarımıza temas etmesini sağlamış oluyoruz.

     Her yıkamada şampuanı çalkalamamız gerekiyor. Saçları durulamadan önce şampuanı beş dakika saçımızda bekletmemiz yeterli geliyor. Bu pratik yöntemi uyguladığımızda ister istemez, elde ettiğimiz bu tarçına benzeyen renk, saçlarımıza oturuyor ve harika yansımalar elde etmemizi sağlıyor.







Kefir Maskesi



    Yapısal olarak ince telli saçlara sahip olduğum için, kendimi bildim bileli saç bakımı konusu hep ilgimi çekmiştir. Nerede bu konuyla ilgili bir yazı görsem, okumuş, çevremde sağlıklı ve parlak saçlara sahip insanlara bunun sırrını sormuşumdur.


     Birçok yerde, saç köklerinin dıştan verilen hiçbir şeyle beslenemeyeceğini, saçları yalnızca içten gıdalarla beslemek gerektiğini okumuştum. Dışarıdan uygulanan birçok bakımın zaman ve maddi kayıp olduğu söyleniyordu. Sonrasında da bir makalede derinin sünger gibi olduğu ve gözeneklerinin olduğu yazıyordu. Yani dışarıdan ne verirsen bunu emdiğini belirtiyordu. Bu bilgi benim çok hoşuma gitmişti. Demek ki saç kökleri dışarıdan da beslenebilirdi.

     Çeşitli besleyici yağlar, yumurta sarıları, vitamin ampulleri... Birçok saç bakım kürleri denedim. Ama gerçekten sonuç aldığım, beni tatmin eden sırlı saç bakımı formülümü sonunda bulmuş olduğum için çok mutluyum.

     Saçlarımıza yetecek kadar kefiri (örneğin 3 kaşık), bir kaşık deniz tuzu ile karıştırıyoruz. Tuzlar eridikten sonra, saç diplerimize masaj yaparak yediriyoruz. Saçlarımızı hava almayacak şekilde streç film ile sararak kapatıyoruz. Zamanımız el verdiğince, yaklaşık 2-3 saat sonra yıkıyoruz. Haftada bir defa da bakımımızı yapmaya devam ediyoruz.

     Kefirin ne kadar besleyici olduğunu hepimiz öğrendik artık. İçerisine konulan deniz tuzu, barındırdığı mineraller sebebiyle saçı besleyip, derideki oluşmuş olan kaşıntı, bakteri vb sorunları pişirerek iyileşmesine yardımcı oluyor. Ayrıca gözenekleri sıkıştırıp saç dökülmesine mani oluyor. En önemlisi de, saç köklerini güçlendiriyor.

     Benim saç diplerimdeki sürekli kaşıntılardan eser kalmadı. Saçlarım çok parlayıp canlandı. Beni en çok heyecanlandıran ve mutlu eden ise saçlarımda ciddi bir gürleşme sağlamış olmasıdır. Saçlarımın önleri varoluşumdan beri biraz seyrektir. Orada saç kökü olmadığı için saç çıkışı sağlanamaz sanıyordum. Ama oralarda bile ciddi saç artışı gözlemledim.  
     Artık sağlıklı saçların sırrını aramıyorum. Bu bilgiye ulaşmamı sağlayan Suna Dumankaya'ya teşekkür borçluyum.

Ayrıntılı bilgi için:http://www.fiskosta.com/sac-dokulmesi-icin-dogal-maske.html

Güzelliğin 4 sırrı

Papatya İle Saç Rengi Açma


     Aynaya bakınca bambaşka bir ben görme sevdası, beni de içine hapsediyor. Bu başkalığı oluşturmada ilk adım, saç rengini değiştirmekten başlıyor. Gölge, röfle, balyaj... Ne zaman içerisine girdim, fark edemedim. Hadi dip boyası, yok bu sefer daha açığı... Sürüp gidiyor.

     Bunu biraz uzattığımızda saçlarımızda ciddi bir yıpranma gözlüyoruz.  Orijinal rengini özlüyoruz. Artık biraz daha doğala dönmek adına neler yapılabilir, bunun araştırmasına giriştim bir süredir. Papatya ile gayet doğal ve yansımalı saçlara sahip olunabildiğini deneyimledim.

     Kaynamış olan bir bardak suya bir tutam kuru papatya atarak, bir süre daha kaynatmaya devam ediyoruz(ağzı kapalı olarak). Bu karışımı birkaç saat demlendirdikten sonra süzerek şampuanımıza ekliyoruz. Her kullanımdan önce şampuanımızı çalkalayarak döküyoruz ve biraz beklettikten sonra saçlarımızı duruluyoruz. Böylelikle saçlarımız sürekli papatya özlü bir karışımla yıkandığından, saç rengini zamanla açarak daha parlak ve sarı yansımalı saçlara sahip olabiliyoruz.

     Ben, şampuanıma mutlaka tarif ettiğim papatya suyunu ekliyorum ve bunu düzenli kullanıyorum. Saçlarım hem çok parlıyor, hem de besleniyor. Doğal sarı yansımalarım çok hoşuma gidiyor.

     Bir de zahmetsizce hazırladığımız karışımla kendi boyamızı kendimiz elde edebiliyoruz.

     Bunun için de,  bir tutam papatya, bir tutam sarı kantaron ve bir miktar limon kabuğunu bir kavanoza atıp, üzerini geçecek kadar ayçiçek yağı koyarak benmari usulü 40 dk kısık ateşte kaynatıyoruz(ağzı kapalı olarak), bir gece bekletip süzüyoruz.

     İşte bu sapsarı karışım da bizim doğal saç boyamız oluyor. Haftada bir iki kere saçlarımıza sürüp, streç film sarıp, birkaç saat bekletiyoruz.

     Son zamanlarda saçlarımı boyatmayı bıraktım ve bu formülü uyguluyorum. Sonuçtan çok memnunum. Röfle görüntüsünde oluyor, demem sanırım en yakın tasvir olacak.

     Anlatmış olduğum ikinci tarifi ben Suna Dumankaya'dan öğrendim. Kendisine çok teşekkür ediyorum.